Mehmet
Akif’e “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” dedirten
hal bugün bende de var. O yüzden Allah bu millete bir daha böyle bir
destan yazdırmasın diyorum. Çünkü sonraki kuşakların ancak ‘ezberden
oku’yabildiği bu destanları bazı vatan evlatları kopan uzuvlarını
kanlarına daldırarak yazdılar.
Elhamdülillah Erzurum’da böyle bir manzarayla hiç karşılaşmadık. Fakat o gün sn. @rterdogan ın çağrısıyla yalın kılıç bile değil, yalın can katına kendini sokağa atan hemşehrilerimin, Erzurumluların da -Allah muhafaza- benzer bir durumda benzer tepkiler göstereceklerinden emindim. Çünkü ‘bu kan yine o kandır’. Bu nedenle o gece kendimi sokağa atarken yalın can katına değildim. Kameramla, ses kayıt cihazımı kuşanmış bir halde çıktım. Çünkü inanıyordum ki Erzurum ‘adamın alnını garışlar’. Fikri, zikri, tıyneti ne olursa olsun ‘namlusunu millete çevirmiş bir tanka selam durmaz’. Hele ki Cumhurbaşkanı çağırmışken; ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’ demek gerekiyorken; yani bir fitnenin tarafı olarak değil bir fitnenin karşısında durmak içinse hiç... İşte o ‘garışi’ belgelemek ve imkanlar ölçüsünde tüm Türkiye’ye tüm dünyaya duyurarak zalime karşı bir cephe oluşturulabilmesi için duyurmak üzere kameram yanımdaydı. Çok şükür ki böyle artistik pozlarla yetinmemiz gerekti; çok şükür ki ‘oradaydım’ diyebilmenin ve bu görüntüleri çekmiş olmanın gururuyla yetinmemiz gerekti. Ancak bazı yiğit oğlu yiğitler o geceyi kahraman olarak noktaladılar. Onlar sayesinde biz ‘yetinebildik’. Allah hepsinden razı olsun, makamlarını âli etsin. Bizi de şahitlerden yazsın. Can verenleri şehitliğe, kıyama kalkanları şahitliğe kabul buyursun.
Allah bir daha bu millete öyle bir destan yazdırmasın.
Naçiz şahitliğim için buyurun:
Elhamdülillah Erzurum’da böyle bir manzarayla hiç karşılaşmadık. Fakat o gün sn. @rterdogan ın çağrısıyla yalın kılıç bile değil, yalın can katına kendini sokağa atan hemşehrilerimin, Erzurumluların da -Allah muhafaza- benzer bir durumda benzer tepkiler göstereceklerinden emindim. Çünkü ‘bu kan yine o kandır’. Bu nedenle o gece kendimi sokağa atarken yalın can katına değildim. Kameramla, ses kayıt cihazımı kuşanmış bir halde çıktım. Çünkü inanıyordum ki Erzurum ‘adamın alnını garışlar’. Fikri, zikri, tıyneti ne olursa olsun ‘namlusunu millete çevirmiş bir tanka selam durmaz’. Hele ki Cumhurbaşkanı çağırmışken; ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’ demek gerekiyorken; yani bir fitnenin tarafı olarak değil bir fitnenin karşısında durmak içinse hiç... İşte o ‘garışi’ belgelemek ve imkanlar ölçüsünde tüm Türkiye’ye tüm dünyaya duyurarak zalime karşı bir cephe oluşturulabilmesi için duyurmak üzere kameram yanımdaydı. Çok şükür ki böyle artistik pozlarla yetinmemiz gerekti; çok şükür ki ‘oradaydım’ diyebilmenin ve bu görüntüleri çekmiş olmanın gururuyla yetinmemiz gerekti. Ancak bazı yiğit oğlu yiğitler o geceyi kahraman olarak noktaladılar. Onlar sayesinde biz ‘yetinebildik’. Allah hepsinden razı olsun, makamlarını âli etsin. Bizi de şahitlerden yazsın. Can verenleri şehitliğe, kıyama kalkanları şahitliğe kabul buyursun.
Allah bir daha bu millete öyle bir destan yazdırmasın.
Naçiz şahitliğim için buyurun:
Yorum Gönder