Ex Machina Ya da Yapay Zeka Üzerine

filmsecimi:

image

3 Kasım 2011 tarihli bir gönderimde şunları yazmışım:

“iyice kanaat getirdim artık; google bir yapay zeka projesidir. google ı her kullanışımızla yapay zekayı eğitiyoruz. ilgilisi bilir, yapay zekanın en önemli problemlerinden biri teorik olarak bir altyapı tasarlamak, bir diğeri de onu eğitmektir. burada bahsettiğim eğitim küçük bir dönem ödevine wordnetten kelime yüklemek değil. google çeviri yapıyor, maillerinizi kaydediyor, belgelerinizi kaydediyor, internette her ne sebeple olursa olsun paylaşılan kişisel bilgilere ulaşabiliyor vs… bir düşünün google üzerinden kullanıcı olarak ulaşabileceklerinizi. bu kadar bilgiyi ben indekslemiş olsaydım yapacağım ilk şey google da “yapay zeka nasıl yapılır” diye aratmak olurdu `swh`. bu konuda sarsıcı etkileri göreceğimiz eşik, kuantum bilgisayarlar dır diyorum. kim bilir belkide kullanmaya başlamışlardır.”

Kaynak: Google

~2015 tarihli Ex Machina filmini izlediğimde Yapay Zeka- Arama Motoru (Google) bağlamındaki düşüncelerimin “bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçişini izlemiş oldum” diyebilirim. Çünkü filmin geneli bu konudaki düşüncelerimin dramatize edilmiş hali olduğu gibi filmdeki bazı diyaloglar benim cümlelerimi de andırıyor. Örneğin:

“İşte arama motorları hakkında garip bir şey: Sanki içten yanmanın icat edilmediği, petrol dolu bir dünya. Çok fazla hammadde. Hiç kimse onunla ne yapacağını bilmiyordu. Rakiplerim, hepsini emmek ve alış veriş ve sosyal medya üzerinden gelir elde etmek için uğraşıyordu. Onlar insanların ne düşündüğünün bir haritası sandılar. Ama onlarda aslında insanların nasıl düşündüğünün haritası vardı.” diyor Ava'nın tasarımcısı Nathan.

Yani Yapay Zeka üretilmeden önce bilgileri hazırdı diyor yönetmen.

Ancak günümüzde hiç kimsenin bu kadar çok bilgiyle Yapay Zeka bağlamında ne yapılacağını bilmiyor olması ihtimal dahilinde değil. Muhtemeldir ki bir kaç dakika önce gezindiğiniz alış veriş sitesinde incelediğiniz ürünlerin reklamını hemen sosyal medya sayfanızda görmeniz bile artık bir küçük bir Yapay Zeka uygulamasına bağlanmıştır bile. Ancak film, dramatik olarak Yapay Zeka'nın öngörülemez tehlikelerine işaret etmek için bunu böyle ifade etmek zorundadır, o ayrı.

~Buradan hareketle, zamanında Jurassic Park ile, teorik olarak zaten gündemde olan bir fikrin (klonlama), uygulandığının duyurulmasından hemen önce, filmini izlemiş olmamız gibi; yine teorik olarak hazır olunan bir fikrin (İnterneti kullanarak Yapay Zeka'yı eğitiyor olmamız) uygulandığının duyulmasından önce Ex Machina ile filmini izlemiş olduk diyebiliriz.

~ Film bu fikirle bile yeterli bir fikri altyapıya sahip olurdu bence ama yönetmen bununla kalmamış. Turing testi denilen ve insanları “gerçek bir insan” olduğuna ikna edebilecek kadar iyi konuşabilen bir Yapay Zeka'nın test edilmesine imkan sağlayabilecek bir “gerçeklik testinin” sınırlarını bir kalemde geçerek

(“-Turing Testi ile ilgili bir şey var. Makine, sınayan kimseden gizli tutulmalı.

-Hayır hayır hayır, onu geçeli çok oldu. Ava'yı senden saklarsam sadece onun sesini duyarsın ve o da bir insanmış gibi testi geçmiş olur.”)

bir hipergerçeklik testi yapılacak seviyeye ulaşıldığını/ulaşılacağını da göstermeye çalışıyor yönetmen. (“Gerçek test ise onun bir robot olduğunu sana göstermek ve ondan sonra hala onun bilincinin olup olmadığını hissetmen.”) …VE Ava testi geçiyor. Bunu Caleb'in Ava'ya robot olduğunu bile bile aşık olmasıyla görüyoruz. Keşke hakkında sıcağı sıcağına yazmış olsaydım dediğim “Her” filminde de bunu görmüştük. “Kurgudur, olmaz öyle şey” mi diyorsunuz? Türkçe konuşan Siri ile bir süre takılın bakalım neler oluyor? :)

Bir uyarı: Film de çıplaklık oldukça fazla. Bu hassasiyet ile filmi izleyince, iç içe geçmiş gerçeklik iddialarının aslında hali hazırda bile bir insan için ne kadar çok kafa karıştırıcı olduğunu görmek garip oldu benim için. (Gerçek kadınları, gerçek kadınlara benzetilmeye çalışılmış robotlar gibi gösteren bir film…)

Son olarak: genetiği ile oynanmamış gıda bulmakta bile zorlandığımız bu distopik ama “gerçek” dünyada bir sonraki adım biyolojik makinalar, bilgisayarlar… Artık bu bir kabustan öte bir şey.

Evrim teorisini kabul etmiyor olmama rağmen, evrim teorisinin bile insanlara teorik olarak “dur” dediği noktayı görebiliyorum. Bu kadar hızlı bir şekilde dış dünyayı değiştirerek “insanın evrimsel uyum yeteneğine” saldırdığınızın farkında değil misiniz? Hala üzerinizde “maymun atalarınızın” reflekslerini taşıyorken hipergerçeklikle hatta biyo-makinalarla nasıl başa çıkabileceğinizi düşünüyorsunuz? Daha hızlı problem çözsün diye geliştirilebilecek bir biyo-bilgisayar, insanı evrimsel olarak başarısız bir türe dönüştürmez mi? Afaki mi geliyor bunu konuşmak?

(-“Ava'yı neden yaptın?

-Bu tuhaf bir soru. Sen yapabilseydin yapmaz mıydın?”)

Hala afaki mi?

Fatih Özdemir

Ne Düşünüyorsunuz Bu Konuda:

Daha yeni Daha eski